© Artı Medyam 2022

Bingöl'ün Yüreğine Dokunan Usta

Bazı insanlar gelir; geldikleri şehirleri değiştirmez, şehirlere ruh verir.

Bakışıyla umut, sözüyle huzur serpilen o insanlar, devletin vakarını merhametin diliyle anlatan kahramanlardır.

Bingöl’ün dağları sabırla, gölleri sükûnetle doludur.

O sabır ve sükûnet, bir yürek dokunduğunda anlam bulur.

İşte bu satırlar, o yüreğin —Ahmet Hamdi Usta’nın— Bingöl’ün kalbine bıraktığı yumuşak bir dua, derin bir iz ve bir şehrin yeniden uyanışının resmidir. 

Şafak, sabahın dualarını kucaklayarak dağların alnına bıraktığında,

Çapakçur’un vadilerinde bir ses yükselir:

Ne öfkelidir, ne de sessizdir.

Bir haykırış… kararlı, dingin ve umutla yoğrulmuş bir haykırış.

O ses, Bingöl’ün kalbine dokunmaya gelen bir yüreğin sesidir.

O yürek ki, Antalya’nın Elmalı’sında,sedir kokulu rüzgârların ninnisiyle büyüyen bir çocuğun yüreğidir.

Kader, yıllar sonra onu bin gölün yankısına,
bin hikâyenin içinde yankılanan bir şehre çağıracaktı.

İlk harfleri Elmalı’nın taş duvarlarında öğrendi.

Genç adımlarını Ankara’nın soğuk merdivenlerinde bilginin doruklarına taşıdı.

1988’de mezun olduğunda,bir tek cümle yankılanıyordu içinde: “İnsana hizmet, Allah’a şükürdür.”

İngiltere’de rüzgârın gri bulutlar arasında dolaştığı günlerde üst kurulların soğuk raporlarını incelerken,o, insanın en asil tarafının merhamet olduğunu öğrendi.

Bilginin duvarlarını değil, vicdanın kapılarını araladı.

Bursa’da sanayinin kalp atışlarını dinlerken,
şehir planlarının ardındaki en derin sırrı fark etti:

Teknolojiyi büyüten şey çelik değil, insandır.

O günden sonra her görevinde evraklardan çok yüzlere baktı.

Her kararda bir hayat, her talimatta bir dua aradı.

1989’da Kaymakam Adayı olarak başladığı yolculukta Elmalı’dan Sandıklı’ya, Yenice’den Devrek’e uzandı.

Her köyde bir dua, her evde bir umut bıraktı ardında.

Babadağ’ın eteklerinden Şiran’ın yamaçlarına,
Maden’in taşlarından Balçova’nın rüzgârına dek
devletin şefkatini taşıdı yüreğinde tebessümle.

O, makamı bir koltuk değil,milletin kalbine emanet edilmiş bir dua olarak gördü.

Yıllar, birer sayfa gibi çevrildi ardı ardına.

İçişleri Bakanlığının koridorlarında, Sivil Savunma Genel Müdürlüğü’nün sessiz gecelerinde,bir vizyon tuğla tuğla örüldü: “Devlet vakarını insan sıcaklığıyla birleştirmek.”

Ve bir sabah…
10 Ağustos 2023 tarihli Resmî Gazete’de bir isim doğdu güneşle birlikte: Bingöl Valisi Ahmet Hamdi Usta.

19 Ağustos sabahında şehir onu rüzgârın fısıltısıyla karşıladı.

Dağlar diz çöktü, göller gülümsedi.

Bingöl, yedi nefesle konuşan bir şehir gibi
ona yedi dua sundu.

Genç, her sabah yeniden doğan bir umut…

Solhan, ekmek kokan sabahların insan sıcaklığı…

Karlıova, beyazın içinde saklı bir dayanışma…

Adaklı, taşların bile sabırla dua ettiği bir yayla…

Yayladere, rüzgârla çocukların oyun oynadığı masal…

Kiğı, geçmişi bugüne taşıyan kadim taşlar…

Yedisu, duaların suya karışıp göklere yükseldiği bir diyar…

Yedi nefesin arasında binlerce köy vardı.

Her biri bir annenin ninnisi, bir çocuğun kahkahasıydı.

Ve o çocukların çıplak ayak izlerinde bir iz daha belirdi:

Valinin adı, merhametin sesiyle birlikte.

Köy kahvesinde içilen bir çayın buğusunda,
tandır başında dinlenen hikâyelerde,kar yolları kapatsa bile kalplere giden yollar hep açıktı.

O yol, bir tebessümle aydınlanıyor; bir çocuğun gülüşüyle dua oluyordu.

Her akşam, Bingöl’ün ışıkları yanarken
şehrin üstünde görünmeyen bir dua yükseliyordu:“Birlik, bereket, dirlik…”

Çünkü Bingöl artık yalnızca bir şehir değil,
bir kalp ritmi, bir vizyon, bir emanet olmuştu.

Bir köy okulunun kara tahtasında,

Yaşlıların dudaklarındaki duada,

Çocukların gözlerindeki ışıkta aynı iz vardı:

Bingöl’ün kalbine dokunan mülkiyenin izi.

Görev sınırlıydı belki…

Binaenaleyh hizmet, bir ömürlük dua gibiydi.

Vali Ahmet Hamdi Usta, devletin vakarını insanın sıcaklığıyla yoğurmuştu.

Bürokrasinin soğuk duvarlarına vicdanın nefesini üflemişti.

Onun dokunduğu her sabah, Bingöl’ün yüzüyle birlikte aydınlanıyordu.

Ve şehirde dilden dile bir söylence dolaşıyordu:

“Dağlarımın sabrını, göllerimin huzurunu, insanımın umudunu taşıyan bir yürek var burada…”

Bingöl artık yalnız bir şehir değil,
bir dua, bir yürek, bir ışık…

Ve o kalbin tam ortasında duran bir isim:

Ahmet Hamdi Usta — Bingöl’ün kalbine dokunan vali.

Bir şehir vardır; dağları dua eder, rüzgârı şükreder, insanı umutla bakar geleceğe.

Ve bir vali vardır; her adımında o duaları duyan, o umutları büyüten…

Ahmet Hamdi Usta’nın hikâyesi yalnızca bir görev süresi değil, devletin kalbinin insanın kalbiyle buluştuğu bir zaman dilimidir.

Şimdi Bingöl’ün sabahları biraz daha aydınlık,
çocukların gözleri biraz daha umut doluysa,
bu, bir yüreğin şehirle kurduğu dostluğun eseridir.

Çünkü bazı izler, taşta değil, kalpte kalır.

Ve o iz, Bingöl’ün kalbine dokunan valinin adıdır:
Ahmet Hamdi Usta.

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER