MENU
  • YAZARLAR
  • FOTO GALERİ
  • WEB TV
  • YEREL HABERLER
  • HABER ARŞİVİ
  • YOL TRAFIK DURUMU
  • ETKİNLİK TAKVİMİ
  • E-GAZETE
  • RÖPORTAJLAR
  • GAZETE MANŞETLERİ
  • Künye
  • Gizlilik Politikası
  • Çerez Politikası
  • Veri Politikası
  • Kullanım Şartnamesi
  • İLETİŞİM
  • Foto Galeri
  • Web TV
  • Yazarlar
  • E-Gazete
  • Anketler
  • Nöbetçi Eczaneler
Artı Medyam
DOLAR41.9565
EURO48.9079
GR ALTIN5344.8
ÇEYREK4491.1
Bingöl
Artı Medyam
Artı Medyam
  • GÜNDEM
  • EKONOMİ
  • KÜLTÜR SANAT
  • SAĞLIK
  • SPOR
  • SİYASET
  • MAGAZİN
  • TEKNOLOJİ
  • DÜNYA
Kapat

Gıdaya Erişim İnsan Hakkıdır Kimse Geride Kalmamalı

Ana SayfaGündemGıdaya Erişim İnsan Hakkıdır Kimse Geride Kalmamalı
Gıdaya Erişim İnsan Hakkıdır Kimse Geride Kalmamalı

Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO)’nun kuruluş günü olan 16 Ekim, ”Dünya Gıda Günü” olarak kutlanmaktadır. Her yıl belirlenen bir tema çerçevesinde yapılan etkinliklerde açlık ile mücadele, yetersiz beslenme, adil paylaşım, gıda üretimi ve gıda güvenliğine ilişkin konular gündeme getirilerek doğru gıda ve tarım politikalarına dikkat çekilmek istenmektedir. 2022 yılı teması ”Kimseyi Geride Bırakma” vurgusudur. Daha iyi bir dünya inşa etmek için yapılanlara karşın ne yazık ki, birçok insan geride bırakılmıştır. Ve bu geride bırakılan insanlar yoksulluk içinde, açlık ile mücadele etmektedirler. Yıllardır sömürülen ve geride bırakılan bu insanlar, günümüzde ”gelişmiş batı”nın kapısına dayanıp büyük mülteci sorunu olarak karşılarına dikilmiştir.

14 Ekim, 2022, Cuma 15:49
  • yazdıryorum yazfont küçültfont büyüt
Abone ol

Dünyada henüz üstesinden gelinemeyen yeni paylaşım savaşları, salgın hastalıklar ve insan eliyle yaratılan iklim değişikliği gibi olağanüstü koşullar sürecinde; gıda egemenliği, gıda güvencesi ve gıda güvenliği sorunları üzerinde çok durulmakta ancak ne yazık ki sürdürülebilir ve kalıcı çözümlere ulaşılamamaktadır.

Günümüzde dünya üzerinde üretilen tarım ve gıda ürünleri dünya nüfusunu beslemeye yetecek miktardadır. Ancak, dünyada 800 milyonun üzerinde insan, yani her dokuz kişiden biri yatağa aç girmektedir. Ülkemizde ise insanlarımızın 22`si dengeli ve yeterli beslenememekte, 8,5`u ise açlık sınırında yaşamaktadır. Yaşanan bu açlık sorunu; adil olmayan gelir ve gıda dağılımından kaynaklanmaktadır.

Diğer taraftan, tükettiğimiz gıdaların güvenilir olmasının önemi; dünyada her yıl yaklaşık 600 milyon kişinin hijyenik olmayan ve ciddi ölçüde zararlı kimyasallar ile bulaşık gıdaları tükettikten sonra hastalanması ve önemli bir bölümünün yaşamını yitirmesinden anlaşılmaktadır. Vücudumuza fayda sağlasın diye tükettiğimiz gıdalar güvenilir değil ise, fayda bir yana sağlığımızı bile tehdit etmektedir.

Diğer bir sorun alanı olarak da, yoğun çevre kirliliği nedeniyle su kaynaklarının, toprağın kirletilmesi, ormanların, sulak alanların ve ekosistemin tahrip edilmesi, tarım alanları ve meraların amaç dışı kullanılması, iklim değişikliği, nüfus artışı gibi sorunların yakın gelecekte başta su krizine ve toprak kıtlığına, dolayısıyla gıda krizine yol açacağı bilinmektedir.

Bu olumsuzluklar yanında, gıdaya erişimin önündeki en önemli engel yaşanan ekonomik zorluklardır. Son yıllarda uygulanan ekonomik politikalar nedeniyle ülkemizde enflasyon kontrolden çıkmış ve gıda enflasyonunda Avrupa’da birinci, Dünya’da ise dördüncü sıraya yükselmiş durumdayız. Bu yakıcı sorun tüm vatandaşlarımızı olumsuz etkilerken, gider kalemlerinde gıdaya ayrılan payın 30-70 gibi önemli bir yer tuttuğu en dezavantajlı kesim olan dar gelirli vatandaşlarımız ise temel gıdalara bile erişemez duruma gelmiştir.

Dünyadaki gelişmeleri göz ardı etmemekle birlikte, ülkemizdeki yüksek enflasyon ve de gıda enflasyonundaki sürekli artışı, tarımsal girdi fiyat endeksi ve tarım ürünleri üretici fiyat endeksi ile birlikte değerlendirdiğimizde, önümüzdeki ay ve yıllarda bizleri çok daha zor günler beklemektedir.

TÜİK resmi verilerine göre; 2021 yılı Eylül ayında 19.58 olan Tüketici fiyat endeksi (TÜFE) yani enflasyon oranı, 2022 Eylül ayında 83.45 olmuş, gıdaların yıllık enflasyon oranı ise Eylül 2021’de 28.79 iken Eylül 2022’de 93.05 olarak ilan edilmiştir. Enflasyon Araştırma Grubu (ENAG), 2022 Eylül ayına ilişkin yıllık enflasyonu 186,27 olarak açıklamıştır. Son dört ayda gıda fiyatları dünyada 12 düşerken, Türkiye’de 20 yükselme görülmüştür. Gıda fiyatlarındaki sürekli artış sonucu et ve süt ürünleri, yumurta, yağ, hububat, bakliyat, şeker gibi temel gıdalar ulaşılması zor ve neredeyse lüks tüketim malı haline gelmiştir.

Tarımsal girdi fiyat endeksi (Tarım-GFE); 2021 yılı Temmuz ayında 29.38 iken, 2022 Temmuz ayında 133,41 olarak açıklanmıştır. Gerçek artışların çok daha fazla olduğu süreçte TÜİK’e göre bile tarımsal üretimdeki girdi fiyatlarındaki olağan üstü artış (özellikle de hayvan yeminde 145,2; enerji ve mazotta 201,1; gübrede 234,8 artış) beraberinde, tarımsal ürünlerin fiyatlarında da artışa neden olmaktadır. Bu da; gıda maddelerinin soframıza çok yüksek fiyatlarla gelebileceğini, bazılarımız içinse hiç gelemeyeceğini ifade etmektedir.

Tarım ürünleri üretici fiyat endeksi (Tarım-ÜFE); 2021 yılı Temmuz ayında 24,69 iken, 2022 Yılı Temmuz’da yıllık 157,9, 2022 Ağustos’ta 142,42 olmuştur. Resmi olmayan kaynaklarda ise bu rakamların çok daha yüksek olduğunu görüyoruz. Tarım ürünleri üretici maliyetlerindeki yükselmeyi gösteren bu oranlar bize, Tarım-ÜFE ile TÜFE arasındaki makasın kapanmadığı sürece gıdada tüketici fiyatlarının önümüzdeki aylarda da yükselmeye devam edeceğini, yani sebze, meyve, bakliyat, ekmek, et ve süt fiyatlarının artacağını, dolayısıyla halkın yoksulluğunun daha da derinleşeceğini göstermektedir.

Tarımsal girdilerde ve temel ürünlerde dışarıya bağımlılığın sürdüğü günümüzde, maliyetlerdeki yüksek artışa karşın somut önlemler alınmaması ve yetersiz, zamanında ödenmeyen destekler nedeniyle çiftçilerimiz üretimden çekilmektedir. Tüketim sorununun çözümünün üretim sorununu çözmekten geçtiği gerçeğine karşın, uygulanan yanlış politikalar nedeniyle üretimde devamlılık ve kendimize yeterlilik sorunu büyümekte, üreticilerimiz kaybederken tüketicilerimiz de yeterli, ucuz, sağlıklı gıdaya erişememektedir.

 

Gıda fiyatlarındaki yüksek artış, bir başka sorunu da beraberinde getirmektedir. Halkımız, görece ucuz olduğu için merdiven altı üretim denilen, nerede ve ne koşulda üretildiği belli olmayan, büyük oranda taklit ve tağşiş yapılan ve hatta sağlık riski taşıyan gıdalara yönelmektedir.

Bununla birlikte, geleceğimiz olan çocuklarımızın sağlıklı ve dengeli beslenememesi gelecekte fiziksel ve mental olarak geri kalmış bir neslin ortaya çıkmasına neden olacaktır. Çocuklarımızı güvenli ve kaliteli gıdaya ulaştırmak en önce devletin sorumluluğundadır. Beslenme ihtiyacı doğru uygulamalar ile en geniş kapsamda karşılanmalıdır.

Bilinmelidir ki; ülkemizde gıda fiyatlarındaki bu önlenemez artışın başlıca nedeni, genel ekonomi ve de tarım politikalarında yıllardır ısrarla sürdürülen yanlı ve yanlış politikalardır. Üretim ve emek yerine rant ve sermaye yanlı ekonomik politika tercihleri; kamunun alandan çekilerek üreticiyi büyük şirketlerin insafına terk eden, özelleştirmeci, destekleri azaltan ve dışarıya bağımlılığı artıran neoliberal tarım politika tercihleri bugün yaşanan sorunların temel nedenidir.

Gıda fiyatlarının yüksek olmasının başında gelen nedenlerin bir diğeri ise, ülkede gıda ve gıda girdisi üretimi yapan KİT’lerin özelleştirilmesi ya da fiziki olarak ortadan kaldırılmalarıdır. Kamuya ait şeker fabrikaları, gübre fabrikaları, yem fabrikaları ile Et Balık Kurumu ve Süt Endüstrisi Kurumunun özelleştirilerek satılması ve bu fabrikaların/kombinaların birçoğunun yıkılarak, arsalarının kentsel rant elde etmek amacıyla inşaat, konut, plaza, alışveriş merkezi yapılması için kullanılması, yerli tarımsal üretimin azaltılması ve tarım sektörünün dışa bağımlı hale getirilmesinin esas nedenlerinden biridir.

Ülkemiz; tarımsal üretimde yaşanan yapısal sorunlara kalıcı çözümler üretmeden, kolaycı yaklaşımlarla yaşanan sorunları dışalım yöntemiyle çözmeye kalkmaktadır. Bu durum kendi çiftçimizi cezalandırırken yabancı ülke şirketlerini ve çiftçilerini ödüllendirmektedir. Bu tür yanlış politikalar, kâr elde edemeyen çiftçilerimizin üretmekten vazgeçmesi sonucunu doğurmaktadır. Tarım alanlarının, tarımsal üretimin, çiftçi sayısının ve kırsal alan nüfusunun sürekli azaldığı bu süreçte en büyük pay aracılara, tüccarlara ve sözleşmeli tarımla çiftçiyi taşeronu olarak kullanan büyük şirketlere ve market zincirleri ile ithalatçı firmalara gitmektedir.

Ülkemizde yüksek gıda enflasyonu ile yaşamak kader değildir. Bu olumsuz gidişe dur demek zorundayız. Dünyanın ve ülkemizin geleceği için her koşulda üretmeye devam etmek, üretimi ve üretenleri desteklemek zorundayız. Ülke düzeyinde tarımsal üretim seferberliği ilan ederek çiftçilerimizin bitkisel ve hayvansal tarım ürünlerini sürekli üretebileceği olanaklarını güçlendirmeliyiz. Girdi maliyetlerini azaltarak, küçük üreticiye uygun koşullarda tarımsal kredi kullanma ortamı yaratarak ve tarımsal destekleri artırarak tarımsal üretim planlaması kapsamında yerli ve yeterli üretime geçmeliyiz. Kuraklığın etkilerini azaltmak için sulu tarım yatırımlarını hızlandırmalıyız. Gıda tedarik zincirini demokratik üretici ve tüketici kooperatifleri yoluyla kısaltarak tüketicilerimizin bu gıdalara uygun fiyatlar ile sürdürülebilir bir şekilde ulaşmasını sağlamak zorundayız.

Yaşadığımız gıda krizinden kurtulabilmek; rant ve beton ekonomisi yerine üretim ekonomisini, sermayenin öncelikleri yerine kamusal ve toplumsal çıkarları, gündelik politikalar yerine planlı kalkınmayı önceleyen ”Kamucu Tarım ve Gıda Politikaları”nı savunmakla ve yaşama geçirmekle mümkündür.

Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği’ne bağlı Gıda, Kimya ve Ziraat Mühendisleri Odaları olarak; açlığın, yokluğun ve yoksulluğun son bulduğu, hakça ve adil paylaşımın olduğu bir ülke ve dünya özlemiyle bilimden, üretimden, insandan, emekten, doğadan, kamu yararı ve toplum çıkarından yana tutumumuz sürecektir. Kaynak: (BYZHA) - Beyaz Haber Ajansı

  • 0
    SEVDİM
  • 0
    ALKIŞ
  • 0
    KOMİK
  • 0
    İNANILMAZ
  • 0
    ÜZGÜN
  • 0
    KIZGIN

Facebook Yorum

Yorum Yazın

Sağlık Müdürlüğü: "İlçelerimizi Güçlendirmeye Devam Ediyoruz"
Sağlık Müdürlüğü: "İlçelerimizi Güçlendirmeye Devam Ediyoruz"
Bingöl'de Seçim Vaatleri Sınıfta Kaldı! Araştırma: "Projeler Yüzeysel, Detay Yok"
Bingöl'de Seçim Vaatleri Sınıfta Kaldı! Araştırma: "Projeler Yüzeysel, Detay Yok"
Eti Sarı Bisiklet’ten Yeni Açılım: “Afet Bisikleti”
Eti Sarı Bisiklet’ten Yeni Açılım: “Afet Bisikleti”
Bingölsporlu Futbolculardan Minik Yıldızlara Büyük Sürpriz
Bingölsporlu Futbolculardan Minik Yıldızlara Büyük Sürpriz
Bingöl'ün Yüreğine Dokunan Usta
Hasan Tosun Yazdı...
Bingöl'ün Yüreğine Dokunan Usta
1 milyonuncu ziyaretçiye konfetili karşılama
1 milyonuncu ziyaretçiye konfetili karşılama
Kılıç: Allah ile kul arasına mesafe koydular
Kılıç: Allah ile kul arasına mesafe koydular
Beklenen Film Vizyona Giriyor
Beklenen Film Vizyona Giriyor
20. Tarım Fuarı kapılarını açtı
20. Tarım Fuarı kapılarını açtı
SAHA İstanbul Üyeliğini Duyuran DT Cloud, Savunma Sanayiinde Dijital Egemenliği Güçlendiriyor
SAHA İstanbul Üyeliğini Duyuran DT Cloud, Savunma Sanayiinde Dijital Egemenliği Güçlendiriyor
Şekerbank’tan esnafa Ahilik Haftası’na özel kampanya
Şekerbank’tan esnafa Ahilik Haftası’na özel kampanya
One UI 8, Galaxy cihazlara dağıtılmaya başlandı
One UI 8, Galaxy cihazlara dağıtılmaya başlandı
Çocuklar için sağlık sporda…
Çocuklar için sağlık sporda…
Stanford Üniversitesi’nin “Dünyanın En Etkili Bilim İnsanları” listesinde İstinye Üniversitesi’nden 15 akademisyen yer aldı
Stanford Üniversitesi’nin “Dünyanın En Etkili Bilim İnsanları” listesinde İstinye Üniversitesi’nden 15 akademisyen yer aldı
“Güncel Deprem Yönetmeliği Eğitimi Başlıyor”
“Güncel Deprem Yönetmeliği Eğitimi Başlıyor”
Cabra Loca Sponsorluğunda Satranç Turnuvası Düzenlendi
Cabra Loca Sponsorluğunda Satranç Turnuvası Düzenlendi
Maaşının Yarısını 12 Bingölspor’a Bağışladı
Maaşının Yarısını 12 Bingölspor’a Bağışladı
Başkan Özturan, “Amacımız Bingöl’e Kalıcı Bir Alt Yapı Oluşturmak”
Başkan Özturan, “Amacımız Bingöl’e Kalıcı Bir Alt Yapı Oluşturmak”
Buca Belediyesi’nden hayvancılık yapan köylülere saman balyası desteği
Buca Belediyesi’nden hayvancılık yapan köylülere saman balyası desteği
”Yapay Zekânın Günümüze Ve Geleceğe Etkisi” KTO Karatay Üniversitesi Bilim Kafe Etkinliğinde Ele Alındı”
”Yapay Zekânın Günümüze Ve Geleceğe Etkisi” KTO Karatay Üniversitesi Bilim Kafe Etkinliğinde Ele Alındı”

Başka haber bulunmuyor!

Bizi Takip Edin
Facebook
Twitter
Instagram
Youtube
GÜNDEM

12 Bingölspor U-14 Dolu Dizgin!

Sağlık Müdürlüğü: "İlçelerimizi Güçlendirmeye Devam Ediyoruz"

Bingöl'de Seçim Vaatleri Sınıfta Kaldı! Araştırma: "Projeler Yüzeysel, Detay Yok"

Eti Sarı Bisiklet’ten Yeni Açılım: “Afet Bisikleti”

Bingölsporlu Futbolculardan Minik Yıldızlara Büyük Sürpriz

Manisa Büyükşehir’den Üniversiteli Kızlara Yurt Desteği

Bingöl'ün Yüreğine Dokunan Usta

1 milyonuncu ziyaretçiye konfetili karşılama

Ankete Katılın
Sitemizi nasıl buldunuz?
Anketi OylaOyları Göster
Artı Medyam
KünyeGizlilik PolitikasıÇerez PolitikasıVeri PolitikasıKullanım ŞartnamesiRSSSitemapSitene EkleArşivİletişim
SOSYAL MEDYA BAĞLANTILARI
FACEBOOKTWITTERINSTAGRAMLINKEDINYOUTUBE

Artı Medyam 2022